Her insanın iyi olduğu bir dünya hayal etmiştim birkaç kez. Mani olamamıştım yine de, her seferinde canı yanmıştı birilerinin.
***
Olanları nasıl tasavvur edeceğimi düşünüyordum saatlerdir. Kapıyı kapatıp çıkışımla başlayabilirdim hikâyeme. Öncesinde ne olduğunu hiç söylemeden, kapıdan çıkışımla birlikte başlayabilirdi her şey. “Kapıyı kapattım, nereye gittiğimi bilerek fakat isteksizce yürüyordum.”
Hikâye, bir kapının kapanmasıyla başlasa bile, yine de bilinebilirdi öncesinde de bir şeyler olduğu. Kapısını kapatıp çıktığım o evin, bir şeylerin evveli olduğu aşikardı.
Tam tersi mi olmalıydı yoksa? Bütün hikâye kapının kapanmasıyla mı bitmeliydi? Bu da mümkündü aslında. İnsan ömrü dahil, her şey bir başka şeyin ufak bir kesitiydi. Mutlak başlangıcını veya sonunu bildiğim pek bir şey de yoktu zaten.
Evin hali, eşyaların yeri, kirli bardaklar veya başka şeyler… Hepsi bir şeyler anlatıyordu aslında. Olanların ve olacakların birer parçasıydı onlar da.