Özledim seni anne. Olmaz sanmıştım ama özledim. Bilirsin beni anne. En iyi sen bilirsin. Gideceğim zaman bir yere, çıkmadan önce o kapıdan kaç kere gelirim yanına. Kızarsın her seferinde “sorumsuzsun” diye de bir kez olsun bırakmazsın beni kendi halime. Ama bilirsin ki çıktığımda babam kadar kuvvetli o kapıdan, dönmem bir daha geri. Unuttuklarım evde kalmıştır.
Çok özledim seni anne. Boğarcasına sarardın ya atkımı boğazıma, daraltmanı özledim anne. Telefonla aramanı özledim ilk defa gurbete gittiğimde aradığın gibi. Ben yine düzensizim anne dört bir tarafa dağılmışım kıyafetlerim gibi de, ne toparlanabiliyorum ne de katlanabiliyorum yokluğuna.
Özlediğini biliyorum anne, sessizliğimi; odama girdiğinde ismimi söylemeden daha, günaydın anne dememi özledin biliyorum. Tembelliğimi özledin. Söylemek için fırsatım var diyerek ertelediğim cümleler kadar üşengeç tembelliğimi. Üçlü koltukta otururduk da yatardım dizine okşardın saçlarımı, bugün dökülen saçlarımı özledin.
Ne güzel söylerdik annem o şarkıları beraber. Sertti babamın sesi uymazdı sanki hiç bizimkine. Ama onu da dinlemeyi severdik.
Hep söylerdin ya annen başkadır diye. İnanırdım da anlamazdım annem. Korkuyorum şimdi anne, gözlerimde var bir deli cesaret ama korkuyorum gözlerime sen gibi bakmak isteyenlerden. Kayıtsız sevdin annem şartsız. Canını sıksam kızardın belki de etmezdin tek bir beddua. Korkuyorum anne dik dur derdin ya hep bana, kırarlar beni anne. Korkuyorum.
Ama gelemem anne. Çok özledim seni. Öylesine bir söz değil bak bu, hakkın var ya bu canda, canımdan çok seviyorum seni. Ama gelemem anne. Kapattım kapıyı bir kere, çıktım artık evden. Telefonum her çaldığında aklıma gelir geç kalma diyişin ama gelemem. Bak geldim işte kapının önüne ama giremem anne. Bekleme balkonda anne gir içeri. Gidiyorum ben. Bakma camdan anne. Bakarsan eğer bilirim içeri gelemeyeceğimi ama engel olursun bana gidemem uzaklara…